Yüksek Lisans Tez Savunması Görüşlerim
Herkese selam. Nerdeyse 1 yıldır buraya yazmıyorum, yazmayı bıraktım. Altuğ’ un yazıları arasında benimkiler konu itibari ile sırıtıyordu. Ama yüksek lisans tez savunmasına girerken nette bu konuda bilgi verecek bir yer bulamadım. Ben de başımdan geçen ve arkadaşlarımdan da duyduğum birkaç şey yazmak istedim.
Yüksek lisans tez savunması ilk duyduğumda sadece adında savunma olan, 3,4 hocaya tezinde ne yaptığını anlattığın bir sunum olacağını düşünmüştüm. Şimdi tez savunmam üzerinden 1 ay geçti ve ne kadar saf düşündüğümü anlıyorum. Tez savunması en az 1 yıl süren tez hazırlama aşamasından sonra(ki her aşaması insanı bunaltıyor) dananın kuyruğunun kopacağı andır sizin için. Ben savunmadan önce sürekli neyi savunacaksam, 100 sayfa yazdım, her şey ortada, açıp okusunlar, okumaya üşendiklerinden bunu icat etmişler diye söyleniyordum.
Neyse savunma gününün belirlenmesi ile başlayan heyacan duygusu, savunmaya gidip, hocaların odaya girip “evet anlat bakalım evladım” demesine kadar devam etti. Sonrasında heyecandan eser kalmıyor, ne bildiğimi ne yaptığımı anlatma çabası içerisinde ezberlediğim (çalışınca oluyor tabi) aklıma gelen ne varsa patır patır söylemeye başladım. Tanım kısımlarını pek anlattırmadılar, direk uygulamam konusundan başlattırdılar. 30-40 dk. kadar anlattıktan sonra tez danışma hocam haricindeki hocalar, dört koldan tezi çürütmek için ellerinden geleni yapmaya başladı. Dışarıdan gelen yani başka üniversiteden gelen hoca tez konum alanında uzmandı ve bir güzel beni ezdi. Neyse ki danışman hocam çok iyi biriydi, eksik kaldığım yerlerde araya girdi, pozitifliği ile gerginliği giderdi, arada benim yerime beni savundu .
Konuya hakim olup olmadığım konusunda sınavdan geçirdiler ve konu ile ilgili yapılabilecek diğer alternatif geliştirmeler üzerinde konuştular. Ayrıca şu tarzda sorularda geldi “Şimdi düşün bakalım kızım eğer bu böyle şu şöyle olsaydı ne olurdu”, “nasıl daha iyi sonuçlar elde edebilirdin” v.s. . Eleştirilerinde ise şunları dediler; sonuçlarım daha iyi olabilirmiş, kodları parça parça yazmışım niye birleştirmemişim, algoritma iyileştirmesi eksik kalmış, zaman ve maliyet açısından algoritmam iyi değilmiş, kod yazımı daha iyi olabilirmiş, bunun gibi bir sürü şey işte. Birde neden bu konuyu çalıştığınızı, bu konunun bilim dünyasına ne kattığını v.s. soruyorlar. Ben tezimin çok başarılı olmadığının farkındayım, ama güncel ve daha önce çalışılmamış hatta literatürde benzer bir çalışma olmadığı için takdir görmesi gerektiğini de düşünüyorum. Ama pek öyle olmadı, anladım ki hocalar için ne yaptığından çok ne bulduğun önemli.
Savunmaya dönecek olursam, kendimden emin bir şekilde soruları cevaplamaya çalışsam bile, sürekli gelen ve bitmek bilmeyen hatta bir kısmının ne olduğunu anlayamadığım soruların arasında kıvranırken, bir an kendimi bir savaşın ortasında taarruzda olduğumu hissettim. Ne kadar ne yaptığını bilirsen bil, karşında yılların prof.ları, olay birazda kedinin fare ile oynaması tadında gerçekleşiyor. Ben sürekli kendimi savunurken bittiğini anlayamadığım 1.30 saat sonunda, danışman hocam dışarı çıkmamı ve karar vereceklerini söyledi. Odadan çıkarken aklımda 2 alternatif vardı; ya düzeltme alacaktım ya da kabul. Odadan dışarı çıktığımda tabî ki öyle mal mal durmadım, kapıyı dinledim ve hocaların bütün konuşmalarını duydum
Sevgili danışman hocam çalışkan her dediğimi yapıyor, iyi bir öğrencim diye beni övmeye başladı . Öteki hocalar eksikleri var, sonuçları iyi değil, düzeltmesi gerek v.s. binbir çeşit eleştiride bulundu. Ben sanırım düzeltme gelecek diye düşünmeye başladım, en sonda sevgili danışman hocam geçirelim dedi, öteki hocalarda sen ne dersen o olur tamam dediler. Ben kapıdan biraz uzaklaştım, hocam beni içeri çağırdı. İçeri girdim beni tebrik ederek, hayatımın geri kalanında başarılar falan dilediler. Sonrasında yapmam gereken küçük düzeltmeler olduğunu söylediler. 1 yılda zor yaptığım olayın biraz daha kompleksini düzeltme olarak vermişlerdi
Hiçbir şey demedim, demeye halim kalmamıştı, kendimi dayak yemiş gibi hissederek ama belli etmeden onlara teşekkür ettim. Genelde tez savunması sonrasında, hocalar hadi şimdi bizi yemeğe götür falan diyorlar ya da sizin teklif etmeniz gerekiyor. Ben teklif etmedim, onlarında işi vardı, hocalarda bana öyle bir şey demedi. Savunmam sonrasında 5 dk. enstitü salonunda oturdum, açıkçası hiç mutlu olmamıştım. Sonrada arkama bile bakmadan oradan uzaklaştım.
Çoğu arkadaşım ve benim içinde süreç kısmen yamultma süreci oldu.Ama bu yazdıklarım sizi korkutmasın, tez savunması jürideki hocalara göre değişen bir durum. Jüri sağlam ise korkun, hem korkunca insan daha çok çalışıyor Ama bazı arkadaşlarımdan savunmalarının tatlı eleştiri kıvamında geçtiğini de duydum. Benim tek tavsiyem tez konunuzu iyi belirleyin, yapamayacağınız işin altına girmeyin, başta ne kadar hevesli olursanız olun, sonlarda çok bıkıyorsunuz, o hevesten eser kalmıyor. Bende başta istekliydim ama şimdi sorarsanız nasıl bitti şu yüksek lisans birde bana sorun, acayip bir bıkkınlık var üzerimde. Mezun olmam için gereken belgeleri yapmak bile sıkıntı veriyor. Herkese başarı ve sabır diliyorum.